Mahpusu İsteniyor: Musa Orhan, Farah Zeynep Abdullah’a Bu Sefer de Hakaret Davası Açtı

18 Ağustos 2020 tarihinde ortamızdan ayrılan 18 yaşındaki  Er, bir mektup bırakmış ve o sıralar Siirt’te vazife yapan Uzman Çavuş Musa Orhan’ın kendisine cinsel taarruzda bulunduğunu yazmıştı.

Orhan’ın avukatı Mehmet Erkan Akkuş, Mola’nın bu paylaşımını Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na taşıdı. İlgili hata duyurusu sonucunda, Mola, ‘hakaret’ suçlamasıyla karşı karşıya kaldı. Mahkeme, Mola’yı 87 günlük isimli para cezasına mahkum etti. Bu cezanın maddi karşılığı ise tam 6 bin 960 TL oldu.

30 Ağustos 2022’de, Uşak Banaz Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Musa Orhan’ın aleyhine harekete geçildiği argümanıyla kabahat duyurusunda bulunuldu. Uzlaştırma süreci sonuçsuz kaldı ve sonrasında Farah Zeynep Abdullah, Musa Orhan’a hakaret ettiği teziyle Banaz Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2 yıl 4 aya kadar mahpus istemiyle yargılandı. 9 Mart 2023’teki duruşmada, hakim, Farah Zeynep Abdullah’ın ‘hakaret’ kabahatini işlediğine karar verdi ve gelecekteki mümkün tesirlerini göz önünde bulundurarak, indirimlerle birlikte 65 gün karşılığı 1300 TL isimli para cezasına hükmetti.

Hakkındaki tazminat davasına sessiz kalmayan Abdullah toplumsal medya hesabından Orhan’a yönelik bir paylaşımda bulundu.

Banaz Cumhuriyet Başsavcılığı’na ikinci sefer hata duyurusunda bulunuldu. Yürütülen soruşturma sonucunda bir iddianame oluşturuldu. İddianamede, Abdullah’ın beyanlarına da yer verildi. Abdullah, Orhan ile yürüttüğü bir davanın olduğunu ve bu tıp davalardan geçimini sağladığını belirtti. Ayrıyeten Abdullah, medyada yer alan misal davalardan haberdar olduğunu, bu duruma sonlanarak anlık bir reaksiyon gösterdiğini söz etti. Bu reaksiyonun büsbütün beşere has bir reaksiyon olduğunu ve sonrasında bu durumdan ötürü pişmanlık hissettiğini belirtti. Bu bilgiler iddianamede ayrıntılı bir formda yer aldı.

İddianame hakkında yorum yapan Orhan’ın avukatı Mehmet Erkan Akkuş, “Daha evvel müvekkilime alenen hakaret eden kişinin, müvekkilime yargı yoluyla yasal haklarını aradığı için tekrardan alenen hakaret etmesi, hukuk ve kanun tanımamasıdır. Pek alışılmış ki uygar ölçüde fikir beyan etmek yerine ısrarla toplumsal medyadan küfretmesinin tek bir açıklaması olabilir. İşi dışında gündem olmaktır. Biz burada masumiyet karinesini yok etmek isteyen linç kültürü ile çaba ediyoruz. Yoksa müvekkile hakaret eden şahısların kim olduğu umurumuzda dahi değildir’ dedi. İddianame mahkemece kabul edildi.